Gürültü patırtı içinde sükûnetle dolaş; sessizliğin içinde huzur bulduğunu unutma. Başka türlü davranmak gerekmedikçe sana bir kötülük yapıldığında verebileceğin en iyi yanıt onu unutmak olsun. Bağışla ve unut ama kimseye teslim olma..
İçten ol, kısa ve açık-seçik konuş. Başkalarına da kulak ver. Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları. Çünkü dünya da herkesin bir öyküsü vardır.
Yalnız planların değil, başarılarının da tadını çıkarmaya çalış. İşinle ne kadar küçük olursa olsun ilgilenen hayattaki dayanağın odur. Seveceğin bir iş seçersen hayatında bir an bile çalışmış yorulmuş sayılmazsın. İşini öyle sev ki; başarıların bedenini ve yüreğini güçlendirirken verdiklerinle de yepyeni hayatla başlamış olacaksın.
Olduğun gibi görün ve göründüğün gibi ol…
Sevmediğin zaman sever gibi davranma. Çevrene öneriler de bulun, ama hükmetme. İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kalmaz. Ve unutma ki; insanlığın y.y.’lardır, öğrendikleri sonsuz uzunluktaki bir kumsalda tek bir kum taneciğinden daha fazla değildir.
Aşka burun kıvırma sakın, o çöl ortasındaki yemyeşil bir bahçedir. O bahçeye laik olmak için her bitkinin sürekli bir bakıma ihtiyacı olduğunu unutma..
Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer. Bazı idealler öyle değerlidir ki, o yolda mağlup olman bile zafer sayılır. Bu dünya da bırakacağın en büyük miras dürüstlük olsun.
Yılların geçmişine öfkelenme, gençliğine yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et, geçmişine. Yapamayacağın şeylerin yapabileceklerini engellemesine izin verme.
Rüzgarın yönünü değiştiremediğin zaman, yelkenlerini rüzgara göre ayarla. Çünkü dünya karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getiremediğinle ilgilenir. Ara sıra isyana yönelecek olsan da hatırla ki evreni yargılamak imkânsızdır.
Onun için kavgalarını sürdürürken bile kendi kendinle barış içinde ol….

Kategoriler: Güncel Yazı