ÇATLAK KOVA

    Uzak bir şehirde zengin bir ailenin su ihtiyacını karşılamakla görevli bir sucu yaşarmış. Sucu, boynuna astığı uzun bir sopanın uçlarına taktığı iki büyük kovayla her gün yakındaki ırmaktan zengin ailenin oturduğu eve su taşırmış. Kovalardan biri çatlakmış ve yol boyu sızdırıyormuş. Sağlam olan kova her seferinde ırmaktan patronun evine giden yolu dolu olarak tamamlarken, çatlak kova içine konan suyun sadece yarısını eve ulaştırılabiliyormuş. Bu durum uzun zaman böyle devam etmiş. Sağlam kova başarısından gurur duyarken, zavallı çatlak kova görevinin sadece yarısını yerine getiriyor olmaktan dolayı üzülüyor kendinden utanıyormuş.

    Bir gün çatlak kova ırmağın kıyısında sucuya seslenmiş;

-“Senden çok özür dilerim lütfen beni affet. Kendimden utanıyorum….” demiş.

Sucu; “Neden?…” diye sormuş. “Neden utanç duyuyorsun.”

Kova cevap vermiş;

-“Çünkü yıllardır çatlağımdan su sızdığı için taşıma görevimi layıkıyla yapamıyorum. Bu kusurumdan dolayı bu kadar çalışmama rağmen, emeklerinin tam karşılığını alamıyorsun.”

Sucu şöyle devam etmiş;

-“Eve dönerken yolun kenarındaki çiçeklere dikkat etmeni istiyorum.”

    Gerçekten de tepeyi tırmanırken çatlak kova, patikanın bir yanında güneşin ısıttığı yabani çiçekleri görmüş. Fakat yolun sonunda yine suyunun yarısını kaybettiği için kendini kötü hissetmiş ve yine sucudan özür dilemiş.

Sucu kovaya sormuş;

-“Yolun sadece senin tarafında çiçekler olduğunu ve diğer kovanın tarafında hiç çiçek olmadığını fark ettin mi? Bunun sebebi benim senin kusurunu bilmem ve ondan yararlanmamdır. Yolun senin tarafına çiçek tohumları ektim ve her gün biz ırmaktan dönerken sen onları suladın. Kaç zamandır ben bu çiçekleri toplayıp onlarla patronumun sofrasını süsleyebildim. Sen böyle olmasaydın, o evinde bu güzellikleri yaşayamayacaktı.

    Hepimizin kendimize has kusurları vardır. Hepimiz aslında çatlak kovalarız. Eğer kendimizi tanır, kusurlarımızı bilirsek pek ala bizler de böylesi güzelliklere neden olabiliriz.

ALINTI..

Kategoriler: Hikayeler